1929-1930 dünya ekonomik krizi tüm ülkeleri ekonomilerini yeniden düzeltmeleri ve istikrara kavusturmalari yönünde çikis yollari aramalarina yol açti. Türkiye ise, bu akima özellikle iç ve dis ticaretine iliskin yasal altyapisini gözden geçirerek, yeniden yapilandirarak ayak uydurdu. Bu yöndeki ilk girisim (bugünkü Türkçeyle) "Ticarette Haksiz Yöntemlerin/Hilelerin Önlenmesi ve Ihracatin Korunmasi ve Denetimi" baslikli 19 Haziran 1930 tarihli Yasa olmustur. Bu Yasanin çikarilis amaçlari arasinda, o günlere has olaganüstü ekonomik kosullarin neden olabilecegi ticari hilelerin ve haksiz uygulamalarin önüne geçilmesi, hammadde-ara mamul ve nihai ürün üretiminin yanisira ambalajlama, depolama ve ulasim etkinliklerinin organizasyonuna iliskin yasal temellerin olusturulmasi yer almaktaydi. Söz konusu Yasanin ikinci maddesi Hükümete bu organizasyonun ihracata konu olan mallarla baslatilmasi görevini vermekteydi. Bu madde, Türkiye gündeminin ilk sirasina "ihracat"i yerlestiren ilk yasal belge olarak degerlendirilmektedir. Türkiye, ticaretinin düzgün isleyisine yardimci olmasi için gerekli altyapinin olusturulmasi adina yukarida sözü edilen Yasayi izleyen yillar boyunca tarifeleri, ticaret anlasmalarini, ihracatta uyulmasi gereken zorunlu standartlari, vb. düzenleyen çok sayida yasa ve yönetmeligi uygulamaya koymustur. 1930"larda ihracat alaninda edinilen tecrübe ve birikim, ihracatçi firmalarin bireysel olarak kendi baslarina yapacaklari çalismalarin ihracatin arttirilmasinda yeterli olmayacagi, aksine ihracatçilarin isbirliginin ve dayanismasinin saglanmasinin bir "zorunluluk" oldugu gerçegini açikça ortaya koymustur. Sonuç olarak "birlikte hareket etme" ihtiyaci 19 Mart 1940 tarihinde "Ihracatçi Birlikleri"nin kurulusunu saglamistir.